Sağlıklı Yaşam: Nar Suyu’nun Faydaları

Eğer tükettiğimiz yiyecekler bir filmin oyuncuları olsaydı, nar suyu da bulvar gazetelerinde “yükselen yıldız” olurdu. Birkaç yıl önce Birleşik Devletler’de neredeyse hiç bilinmeyen nar suyu düşünebileceğinizden çok daha fazla sayıda sağlık araştırmasına konu olmuştur. Ve alınan sonuçlar tıbbın bile oturup büyük bir dikkatle göz önüne alması gereken noktaları ortaya koymuştur.

İşin aslına gelince nar yerine nar suyunu işlememin sebebi, narın böyle bir şeyi hak etmemiş olması değil. Bunun sebebi, narın soyulup yenmesinin zor ve zaman alan bir iş olmasıdır. Bu meyve her ne kadar çiğ yense ve İtalyan, Ortadoğu, Latin Amerika, İspanyol mutfaklarında sık sık bu meyveye rastlansa da yenebilir bölümünü soyup çıkarmak çoğu kişinin ayırmayı isteyeceğinden daha fazla zaman almaktadır. Kaldı ki sadece çekirdekleriyle onları çevreleyen sulu yarı saydam kırmızı posası meyvenin yenilebilir kısmıdır. Ancak suyu hazır bir şekilde bulunabiliyor ve son zamanlarda yapılan araştırmaların tümü bu meyvenin suyuyla gerçekleştirilmiştir.

Nar Suyu Yaşlanmayı Yavaşlatabilir Kalp Rahatsızlığı ve Kanserle Savaşabilir

Bu nasıl bir araştırma listesi böyle! Hayfa‘daki Technion-İsrail Teknoloji Enstitüsü‘ndeki araştırmacılar nardan elde edilen suyun uzun süreli kullanımının yaşlanmayı yavaşlatabildiğini, kalp rahatsızlığı ve kansere karşı da koruma sağlayabildiğini iddia etmektedirler. Ekibin başı olan Profesör Michael Aviram, “Nar suyu diğer meyve suları, kırmızı şarap ve yeşil çaya kıyasla en yüksek miktarda antioksidan kapasitesine sahiptir.” demektedir. İsraillilerin yaptıkları araştırmada, narın üzümde bulunandan çok daha yoğun flavonoidler içerdiği ifade edilmektedir. Kaliforniya Üniversitesi‘nde yapılan bir araştırmada nar suyunun antioksidan kapasitesinin kırmızı şarap ve yeşil çaya kıyasla iki ya da üç kat daha fazla olduğu kanıtlanmıştır. Hindistan’da nar çekirdeklerinin antimikrobiyal faaliyetlerini incelemek için yapılan bir araştırma, bu çekirdeklerin laboratuvardaki deneysel organizmalara karşı güçlü antimikrobiyal etkiler gösterdiğini ortaya koymuştur.

Bu sadece bir başlangıç!Nar Suyu

San Antonio’daki Amerikan Üroloji Kurumu Yıllık Toplantısı’nda prostat kanseri yüzünden ameliyat olan ya da radyasyonla tedavi gören kırk sekiz erkeğe günde 250 gr. nar suyunun içirildiği bir araştırmanın raporu sunuldu. Nar suyu içmek erkeklerin ortalama PSA’larını ikiye katlamaları için gereken zamanı önemli düzeyde uzattı. PSA prostat kanseri için bir göstergedir. Meyve suyu hastalığın gelişimini durdurmamış, ancak ilerleme sürecini kesinlikle uzatmıştır. Bu da nar suyunda kanserle savaşma özelliğine sahip birtakım kimyasalların varlığına işaret etmektedir. Bu kimyasalların İsrail ve başka yerlerde yapılan araştırmalarda bulunan polifenolik flavonoidler olduğuna inanılıyor.

Nar Suyu Kardiyovasküler Rahatsızlıkları Önleyebilir

American Journal of the College of Cardiologist‘te yayımlanan başka bir araştırmada iskemik kalp rahatsızlığı olan kırk beş hastaya üç ay boyunca günde 250 gr. nar suyu ya da plasebo verilmiştir. Plasebo verilenlerle kıyaslandıklarında nar suyu tüketenlerin kalbinde egzersiz süresi boyunca önemli derecede az oksijen eksikliğinin yaşandığı görülmüştür. Bu da kalbe daha fazla kan gittiğinin bir göstergesidir. Nar suyunun aynı zamanda diğer içeceklere kıyasla LDL (kötü kolesterol) oksidasyonunu daha çok engelleme becerisine sahip olduğu da ispatlandı. LDL sadece okside olduğunda vücutta gerçek anlamda bir problem yaratmaktadır. Dolayısıyla oksidasyonu engelleyen herhangi bir şey kardiyovasküler rahatsızlıklarda olumlu etki yaratmaktadır. Yapılan diğer en az beş araştırmada nar suyunun yüzde otuz oranında arter plağını azaltması da dahil olmak üzere, kardiyovasküler rahatsızlıklar üzerindeki faydalı etkisini ortaya koymuştur. Mayo Clinic internet sitesine göre, ilk araştırmalar nar suyunun kolesterolü düşürebildiğini vurgulayan kanıtlar sunmaktadır.

İşin ilginç yanı nar her zaman aşk ve erotizmi akla getirmiştir. Eskiler bu meyveyi döllenme ve bolluk ile ilişkilendirmişlerdir. Türkiye’de gelin narı yere atar ve dışarı çıkan çekirdek sayısı kadar kadının çocuğu olacağına inanılır. Efsaneye göre, Aşk Tanrısı Tanrıça Afrodit narı Kıbrıs Adası’na dikmiştir. Asıl etkileyici noktayı vurgulamak için zamanı birkaç bin yıl sonrasına doğru hızlıca saralım. Journal of Urology‘de yakın tarihte yayımlanan bir araştırmada nar suyunun uzun süreli kullanımının, ereksiyon işlevselsizliği üzerindeki etkisi (bir hayvan denek üzerinde) incelenmiştir.

Serbest radikallerin (oksidatif stres) ereksiyon işlevselsizliğine sebep olan bir etmendir. Haliyle elde edilen sonuçlar güçlü antioksidan özelliklerinden dolayı nar suyunun “doğal Viagra” olarak adlandırılabileceğini akla getirmiştir.

Kaynak: Bowden, J. (2006). Dünyadaki En Sağlıklı 150 Besin. İstanbul: İnkılap.